- kitlesel masturbasyon..

-
( godot, 13.01.2004 13:52)
- (bkz: kaos)
-
- sadece ve sadece anarşi ile tam anlamıyla gerçekleşebilen olgu.
-
- bize çocukken demokrasi olarak belletilen sey.
-
- rousseau'nun gerçeklesmek bilmeyen hayali...
-
- anar$izm deniyor buna... demokrasilerde yasak... evet...
-
- dogrudan demokrasi. isviçre'nin bazi kantonlarinda uygulaniyor.
-
- pratikte hiç bir zaman gerçeklesmeyecek dilek.
-
- ilkokulda atilan en buyuk yalanlardan biri..
-
- günümüzde bireyin kendi kendisini yönetmesi bile mümkün degilken olsa olsa ütopyadir. bir de su var (bkz: utopia)
-
( lykos, 18.04.2005 09:53)
- çogunluktaki aptallarin azinliktaki akillilari yönetmesi demokrasi
-
- halk ve yönetme kelimelerinin tanimina aykiri bir kavram. nedenini biraz karamsar bir üslupla da olsa cemil meriç'ten dinliyoruz:
büyük adam, bir devin sirtina tirmanan cüce. dev: halk.suursuz, sevimsiz, tehditkâr.
yigin kadindir. irzini teslim edecek bir zorba arar. çobansiz rahat edemeyen kaz sürüsü.
(bkz: bu ülke)
-
- (bkz: ispiyonlamak yerine entry sahibini mesajla uyarmak)
-
- ilkokul'dan beri soylene soylene taslasmis bu kalip ister istemez kafalarda bir "otomatiklik", "kendi kendine islerlik" hissiyati yaratiyor. kotusu halki sanki bireyden baska bir seymis gibi ayri bir kaba koyuyor. boyle dusununce "disarda bi halk var o kendi kendini yonetiyor biz de kenardan istifade ediyoruz" zihniyeti hakim oluyor bireyler uzerinde.
haliyle birey bu mekanizmayi kaniksadiginda ulke ve yonetim isleriyle ugrasmiyor zira o zaten "kendi kendine" oluyor. mesela oy vermesen de birileri oy veriyor nasilsa, sosyal bir carpiklik gordugunde sen duzeltmesen nasilsa biri gorup duzeltiyor. ister istemez cok buyuk capli bir bystander effect'e yol aciyor.
onu geciyorum oylama tabanli sistemler cogunlugun ne istedigi konusunda bir fikir verse dahi yapilan secimlerin oy verenlerin tamami, hatta sadece cogunluk icin dahi ideal olmadigi asikar. mesela oy verenin istekleriyle oyladigi partinin programindan haberdarligi arasindaki ucurum, partinin vaadettikleriyle uygulayacaklari arasindaki ucurum, yapilan siyasi reklam ve propagandalarin etkisi yok sayiliyor. hali hazirdaki demokrasi tanimi bu kosullar icin cikis yolu olarak "halkin iradesi galip geldi" tarzi bir boyun egmeyi destekleyen bir tonda. oysa ki bireyin toplumu iyilestirmedeki mucadelesi "oy vermek"te bitmemeli aksi halde elimizde "oyunu ver gec" zihniyetli pasif vatandaslar olusuyor (bkz: sekil 1a). tam tersine birey hem kendisi hem toplum icin uygun gordugu secenekler konusunda katki saglayici, aktif bir vatandas rolune burunebilmelidir.
toplumu iyiye goturecek cok basit ve nispeten faydali degisimlerden biri de bu tabiri degistirmek olurdu. yerine bireyin hem kendi hem toplum refahi icin anahtar rolde oldugunu ve birey kendisini ve etrafini iyilestirmek icin cabalamadikca hicbir seyin daha iyiye gitmeyecegini anlatan bir ifade konulsa, en fazla 10 yil icinde pozitif etkileri gorulmeye baslanirdi.
mesela dusunsenize o tanimin "bireyin toplumun gelecegini belirlemesi" oldugunu?
-
( ssg, 12.01.2009 01:31 ~ 01:37)
- insanlık tarihinin en büyük illusion'udur.
-
- halkın kendi kendini yönetecek hale gelmesine dair bir umut barındırır.
tanımlama, halihazırda yapılanı tümüyle kastetmemiş olabilir. zira içinde illa ki çoğulculuk, temsilli sistem, oylama, çoğunluğun azınlığa tahakkümü olacak diye bir şart da bulundurmaz. pratikteki hatalar bence içerdiği tanımdan da kaynaklanmaz. temsil eden ile edilen ve uygulanan ile maruz kalınan netice arasındaki uçurumun temel sebebi de insandır.
halkın kendini yönetecek hale gelmesinden önce emirle öyle olmasını sağlayıp, üzerine bu elbiseyi giydirmek de ne yazık ki henüz başarılı olmamıştır. zira aslında kastedilen şudur:
bir grup insanı bir düzleme bırakırsınız. gittikleri yön, açtıkları yol, yürüyüş şekilleri içtihat haline gelir. daha sonra bu temsiller üzerine hükümet edersiniz, anayasa çıkarıp kanunları yapar, içlerinden de lider seçersiniz. halk kendi kendini yönetmeye başlar. batının gittiği yol budur ve çok zorlu birtakım dönemlerden sonra ulaşılmıştır.
yahut jakoben anlayışla şöyle yapasınız: önce yolları, yönleri, yürüyüş düzenini belirler, inkılap ve devrimlerle halkı bu yola itersiniz. sonra kendi kendini yönetmesini beklersiniz. ancak bunun başarıya ulaşması bence daha çok zaman alır. bunun nedeni ise halk denilen yığın değil, siz öldükten sonra içlerinden kendilerini yönetmesi için seçtikleri hırslı, gaflet dolu ve cahil insanlardır.
bu ülkenin insanları kendilerini yönetenleri hiç sevmedi. çoğu zaman korktu onlardan ama iyi yönetildiklerini de asla düşünmedi, zaten gelinen sonuç da ortada. dolayısıyla, halk kendi kendini yönetiyorsa eğer ya bir öz-nefreti vardır ya da kendi kendini yönetemiyor demektir.
hasılı, sorun çoğu zaman olduğu gibi tanımda değil. tanımın gerçekte uygulanmaması ile alakalıdır.
|
|
 |
|